Kim Korkar Hain Kurttan?
Mart’ın son haftasında Strasbourg’da yapılan “Fransa Açık Yüzme Yarışmaları” sırasında Fransız yetkililere ulaşan bir e-posta Türk yüzücülerin dopingli olduğu ihbarını yapıyor. Fransız yüzme federasyonu yetkilileri “derya.buyukuncu@hotmail.com” adresinden gelen postayı Türk yetkililere göstererek yüzücülerin doping testine tabi tutulmalarını istiyorlar. Ve kıyamet kopuyor. İddiaya göre ihbarı yapan adres milli yüzücü Derya Büyükuncu’ya aitti.

Adı Türk yüzme sporuyla neredeyse özdeşleşmiş, beş yaz olimpiyatında ülkeyi temsil etmiş olan milli sporcu Derya Büyükuncu “vatan hainliği” ithamıyla yüz yüze kalıveriyor.
Futbolsever Türk halkı Büyükuncu’yu ne yazık ki sporculuğundan ziyade katıldığı popüler yarışmalarla tanıdı. Milli yüzücü “Yok Böyle Dans” adlı yarışma programına katılma uğruna Dünya Şampiyonasında yarışmayınca federasyonun tepkisini çekti. Yetmedi…Türkiye Şampiyonası’na katılmadığı için de sporcusu olduğu Galatasaray Kulübüyle ilişkisi kesildi.
Ne var ki bu gelişmeler Büyükuncu’nun pek umrunda olmadı. Şu günlerde “Survivor” adlı bir başka şov programında performans sergiliyor. Milli sporcunun kendisine yüzme dışında bir kulvar seçmesi tercih meselesidir.
Ama bir olay vesile edilerek “vatana ihanetle” suçlanması, bambaşka bir şeydir!
Söylenenler doğru bile olsa, yirmi yıldan fazladır milli takımda yarışan bir sporcunun “dopingi ihbar etti” diye hain ilan edilmesi en hafifinden acımasızlıktır. Daha korkuncu ise sergilenen mantıktır. Bu anlayışla örneğin Türk doping kontrol görevlilerinin potansiyel hainler olarak damgalanmaları bile mümkündür. Öyle ya, kontrollerinde Türk sporcularda doping çıksa, göz yummakla vatan hainliği arasında bir tercihte bulunmaları gerekecektir.
Ülkemizde doping kullanımının yaygınlığı nedeniyle 2005-2007 yıllarında halter ve vücut geliştirme federasyonun faaliyetlerinin uluslararası kuruluşlarca durdurulduğunu unutmayalım. Üstelik Türk sporuna sürülen bu kara lekenin sorumluluğunu hiçbir resmi makam üstlenmemiş, kimse hesap vermemiş, ihanetle bile suçlanmamıştır.
Diyelim, Büyükuncu ya da bir başka Türk; Fransa’daki sporcular dopingli diye “ihbar” etti. Kim korkar “hain” kurttan? Ne olur? Ülke sporu zarar mı görür. Yooo… Kontroller yapılır ve durum açıklığa kavuşur. Sporcular temiz ise ihbarcının yaptığı terbiyesizlik, hayasızlık ortaya çıkar. Doping yapan var ise de bildirene “aferin” demek düşer. O kadar.
Ama daha ortada ne olduğu belli olmayan bir vaka varken; onlarca yıl yüzme branşını sürüklemiş milli bir sporcuyu kolayca “vatan haini” saymak hakikaten ne vicdana ne izana sığmıyor.
Bursa Meydan Gazetesi 21.04.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder