1987 yılında yayınlanan “Sarı Kırmızılı Kaşkol” isimli kitap futbol basınında bir dönüm noktası oldu. Kitabın yazarı Hıncal Uluç, o güne kadar bir yazar için alışılmış olanın tersine; bir kulübün, Galatasaray kulübünün taraftarı olarak yazdığını açıkça ilan etmişti.
Kitap büyük yankı yarattı. Çünkü gazetecinin kamuoyu karşısında tarafsız bir değerlendirici olması ilkesi apaçık inkâr ediliyordu. Bugün bize son derece doğal gelen “taraftar yazarlık” konumu o günlerin ahlakında ayıp sayılırdı. Fakat tabi ki bu yayın sonrasında hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktı; bir kere cin lambadan çıkmıştı.
Her şey gibi anlayışlarda değişebiliyor. Geldiğimiz noktada futbol yazarlarının neredeyse yarı resmi kulüp yazarlığı statüsünü sürdürmelerinde bir beis görülmüyor. Buna karşın yazıp çizerken tarafsız olmaya, insaflı olmaya özen gösteren yazarlar sık sık “gizli taraftarlık” suçlamasıyla yüzü yüze kalabiliyorlar.
Bu anlamda Fenerbahçe spor kulübü başkanı Aziz Yıldırım’la ilgili yazacaklarımıza bakıp da sakın gizli bir Fenerbahçe taraftarı olduğumuz düşünülmesin...
Aslında bizim açımızdan ne başkan Aziz Yıldırım’ın şanı şöhreti ne de Fenerbahçe’nin seçkin bir kulüp olması bu büyük camiayı benzerlerinden farklı kılmıyor. Ancak Başkan Aziz Yıldırım’ın kulübün düzenlediği Şampiyonluk töreninde yaptığı o çok önemli konuşmanın tarihe kayıt olarak düşülmesi, kulaklara küpe olması gerektiğini düşünüyoruz.
Aşağıda aktaracağımız bu konuşma; kendini spor diye futbola hapsetmiş basın çalışanlarına, kulüp yöneticilerine ve devletin spor teşkilatlarına; hani nasıl derler bu âleme “örnek” olsun, hatırlansın isteriz.
Şükrü Saraçoğlu stadındaki söz konusu şampiyonluk kutlamasında “büyük başkan” tezahüratlarıyla kürsüye gelen Aziz Yıldırım oldukça duyguluydu. “Fenerbahçe gerçek bir spor kulübü olarak bugün sadece futbolda değil basketbolde, voleybolde, kürekte, masa tenisinde, boksta ve atletizmde mücadele ediyor. Mücadele ettiği tüm branşlarda hep zirveye oynuyor, şampiyonluklara adını yazdırıyor. Gerçek bir spor kulübü olarak sporcularımızın Türk bayrağı altında ulusumuzu temsil etmesi bizler adına bambaşka bir gurur kaynağıdır…”
Aziz Yıldırım bir spor kulübünün sadece futbolla değil diğer spor branşlarıyla birlikte ancak gerçek bir spor kulübü olabileceğinin altını özenle çiziyordu. Futbola kitlenmiş Türk sporu için bu konuşma ciddi bir uyarıdır. Ülke sporu adına sorumluluk taşıyan diğer kulüplerin de maddi ve manevi destek aldıkları insanlara “gerçek bir spor kulübü” olduklarını göstermeleri gerekiyor.
Aziz Yıldırım’ın “gör” dediği “gerçek” budur.
Bursa MEYDAN Gazetesi / 29 Haziran 2011
Bursa MEYDAN Gazetesi / 29 Haziran 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder