Ekmeklerden
Önce, Kitaplar Bozuldu
İnsanlığın
ortak değer yargıları vardır.
Çalmayacaksın,
yalan söylemeyeceksin, öldürmeyeceksin, rüşvet almayacaksın, cinsel ahlak
sahibi olacaksın, dürüst ticaret yapacaksın, çocukları esirgeyeceksin,
yaşlılara saygı göstereceksin, zayıfları koruyacaksın, adaletsizliğin
karşısında susmayacaksın, yoksulları gözeteceksin, gıybet etmeyeceksin, temiz olacaksın, doğayı koruyacaksın, hayvanlara
eziyet etmeyeceksin, kumpas kurmayacaksın, işini iyi yapacaksın, sosyal
sorumluluk sahibi olacaksın… İnsanlığa faydalı olacaksın!
Şinto
dinine inanan Japon, Katolik İtalyan, Ortodoks Rus, Yunan, ineğe tapan Hintli,
Pagan, Afrikalı, Yahudi, Müslüman; inanan, inanmayan bütün insanlar için bu
değerler kuşkusuz bir anlam ifade eder.
****

Aslında
her şey Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2005 yılında ilköğretim öğrencileri için
“100 Temel Eser” listesini ilan etmesi ile başladı, diyebiliriz.
İçinde
klasik dünya edebiyatından eserler vardı.
Beklendiği
gibi, dini söylem ve eyleme sahip yayınevleri, matbaalarını şakır şakır
çalıştırarak “100 temel eseri setini” takır takır piyasaya arz ediverdiler.
Ama
ne arz etmek!
İ.Ü Edebiyat Fakültesi Almanca Mütercim Tercümanlık Bölümünden
İnanç Bakkalbaşı, Demet Aytekin ve Galatasaray Üniversitesi Araştırma Görevlisi
Şilan Evirgen'in tespitlerine göre bu yayınevleri klasik eserlerde inanılmaz
tahrifatlar yaptı: Pinokyo, her lafa “Allah rızası
için” diye başlıyordu. Anton Çehov hikâyelerinin kahramanı Meliton Allah korkusuyla
imana gelmişti. Oscar Wilde’nin Mutlu Prens’inde kâfirler “hayırlı sabahlar” diye selamlaşıyor; Alman yazar Jonanna Sypri'nin çocuk klasiği Heidi’de arkadaşı
Peter,
sürekli dua eden bir çocuğa dönüşüyordu. Robinson Crusoe ahret inancına sahip bir mümin
oluvermişti.
Bu kesmemiş bir de İslami
öğütlere girişilmişti. Örneğin masal kitabı Pinokyo’nun önsözünde cansız
tahtadan yapılmış kuklanın gerçek hayatta asla canlanamayacağı, ruhun ancak
Allah tarafından üfleneceği ciddiyetle açıklanıyordu.
****
İnsanların
ortak değer yargıları vardır.
Hem kâfir dediğin insanların ürettiği klasik
eserlere telif ödemeyip üzerinden kolay para kazanacaksın. Hem de el âlemin göz
nuru eserlerini arsızca tahrif edeceksin. O kazanılan para da sana helal
olacak! Üstelik sen herkesten dindar, herkesten namuslu, cennetlik olacaksın;
senin dışındaki herkes de ahlaksız, Allahsız, cehennemlik…
Eskiden toplumdaki yozlaşmayı
anlatmak için “önce ekmekler bozuldu” denirdi. Şimdi bugünkü şu pespaye tabloyu
anlatacak söz bulmak zor.
Ama evet, “ekmeklerden önce kitaplar
bozuldu” hakikaten…
BURSA DA MEYDAN 26 Şubat 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder