1 May 2014

BURSA'NIN ŞİFRELERİ


                                 Şehrin Şifreleri

            Sokaklarında yürüyoruz; semt, mahalle isimlerini adresimiz olarak kullanıyoruz. Suyunu içiyor, havasını soluyoruz. Kargaşasını, gailesini yaşıyoruz. Şehrimiz, hayatımız… Fakat çoğu zaman vasfından habersiziz…
                                                              ****
            Bursa adının, antik dönem krallarından Prusias’tan (M.Ö 300) devşirildiği bilinir.
Bursa Yıldırım Bayezit'in Şehridir, En Çok...
            Üç merkez ilçesinden birinin adı Yıldırım’dır. Bektaşi olduğu söylenen Yıldırım Bayezid, (1360-1403) Osmanlının en çok cami yaptıran padişahıdır. Ulu cami en büyüğüdür. (1396) İstanbul’un fethi için ilk hazırlıkları yapan da odur. Kendine has kişiliği ve içkiyle arasının iyi olması dönemin dinbazlarının hoşuna gitmemiştir. Ondan fazlasıyla sebeplenenler, kuyusunu kazmaktan geri kalmamışlardır.
                                                              ****
            İvazpaşa mahallesine adını veren Hacı İvaz Paşa Yıldırım’ın veziri ve mimarıdır. Sadece onun mu? Oğlu Çelebi Mehmet’e (1389-1421) ve onun oğlu genç padişah 2. Murat’a da (1404-1451) hizmet yapmıştır. Mimar olarak birçok cami ve yapıya imza atmıştır. Siyaset, bugün olduğu gibi o zamanda temiz değildir. Mimarı olduğu “Yeşil Cami’nin kapısındaki kitabeye adını yazdırarak, Sultan Murad’a saygısızlık ettiği” gerekçesiyle vezirin o yaşlı gözlerine mil çekilip, Tokat’a sürgüne gönderdiler. (1427) İvaz Paşa, kör edildikten bir yıl sonra yaratanına kavuştu.
                                                               ****
            Buhara’dan Bursa’ya genç bir delikanlı olarak gelen (1390) Muhammed Şemsettin geçimini çömlekçilik yaparak sağlar; aynı zamanda çevresine İslamı öğretir.
            Nasılsa, Yıldırım seferde iken kızı Hundi hatun ile evlendirilir. Padişah durumu haber alınca çok sinirlenir; hemen katlini ister. Araya Molla Fenari girer de, damadın canı bağışlanır. Peygamber soyundan geldiği için “Emir” adını alan sultan damadı, zamanla Emir Sultan ismiyle anılır. Bursa da yaklaşık 40 yıl yaşam sürer. (1430) Camisi ve türbesi adını taşıyan semttedir. Oradan bakınca, aşağıda Yıldırım Cami ve Bayezid’ın yattığı mütevazı türbe görülür.
            Yıldırım, Ankara savaşını ihanetler sonucu kaybederek, (1402) Timur’a esir düşer. Bursa’yı işgal eden Müslüman Timur, anlaşılmaz bir kinle Ulu camiyi ahır olarak kullanır. Fakat hemşerisi saydığı Emir Sultan’a büyük itibar gösterir. Onu, ana yurduna Buhara’ya davet eder. Emir Sultan bunu reddeder. Timur, ısrarcı olmaz. Ama oğlu Emir Ali’yi yanına alır ve onu günümüzde İmralı adası olarak bilinen adaya yerleştirir. Emrine asker verir. “Emir Ali adası” zamanla İmralı olur. Oğlunun Osmanlı aleyhine çalışması Emir Sultanı çok üzer;  “ölsün” diye dua ettiği rivayet olur.                                              
                                                                ****
            Hamza Bey İstanbul’un fethine katılmış ünlü bir komutandır. Fatih Sultan Mehmet tarafından elçi olarak Romanya’ya gönderilir. Ne yazık ki Kazıklı Voyvoda’nın emri ile beraberindeki heyetle beraber kazığa oturtularak öldürülür. (1461) Cesedi yurda getirilir ve padişahın da katıldığı bir törenle Bursa’da bugün adıyla anılan mahallede defnedilir.
                                                                ****
            Gel zaman git zaman yine Buhara’dan bir İslam âlimi çıkagelir. (1495) Kendisini, Emir Sultan’ın kız kardeşinin oğlu olarak tanıtır. Bursalılar ona ve ailesine kucak açarlar. Adı Seyyid oğlu Mehmed olan bu zatın bir süre sonra dayısının adını taşıyan camiye imam olmak ve postuna oturmak istemesi tartışma çıkarır. Buharalı âlim, o mahalden uzaklaşmak zorunda kalır. Neden sonra ona sahip çıkanların yardımıyla bir tekke açma imkânı doğar. Zamanla adı “Pir Emir” olarak anılır. Adı, bugünkü Piremir mahallesine yadigâr kalır.
                                                           ****
            Bursa, Yıldırım, Emirsultan, İvazpaşa, İmralı, Piremir, Hamzabey…
           Şu Bursa şehrinde bunca zamandır yaşarız da çoğu şeyin farkında bile değilizdir. Duyunca da: “Meğer şehrimizin her sokağı bir romanmış”  deriz. Oysa romanlar okunmak ister, bilmezden geliriz.

 Kaynaklar: Büyükşehir Belediyesi yayını / Bursa da Zaman, Nazım İntepe “Dibace”, Prof. Mustafa Kara / Kadir Atlansoy Bursa Dergâhları- Yadigâr-ı Şemsi
 
                                   BURSA DA MEYDAN / 2 Mayıs 2014

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder