28 Oca 2011

bazen nezakette şiddet içerir

LÜTFEN...YANİ...

Türkiye Futbol Federasyonunun sahalarda şiddeti önlemek üzere sürdürdüğü “lütfen’li” kampanyasının tribünlerde nasıl yankı bulduğu bilinmiyor. Ancak son olaylara bakarsak, pek de etkili olmadığını söyleyebiliriz. Yine de haksızlık etmiş olmayalım belki şöyle bir yararı olmuştur.
- Lütfen şu su şişesini verir misiniz?
- Sayın milletvekilim lütfen, elimizde başka yok.
- Len oğlum lütfen yaaa... O şerefsizi vurmazsam her tarafım kabaracak.

Şiddet ve şike ve Futbol
Geçen hafta açıklanan bir araştırmanın sonuçları güya herkesi çok şaşırttı. Gazetelerin “işte acı gerçek” diye sunduğu araştırmayı Türkiye Futbol Federasyonu, “Sosyal Araştırmalar Merkezine” yaptırmış. Araştırılan konu Türkiye’de futbolun nasıl algılandığı...
Türkiye’de her 100 kişiden 40 kadarı futbol dendiğinde şiddet ve şikeyi hatırlamaktaymış. Bu oranın içinde mecliste sporda şiddeti önleme komisyonlarında görev yapan milletvekilleri var mı bilinmez. Futbol dendiğinde şiddet ve şikenin hatırlanması gerektiğini halkın gözüne kulağına ağzına burnuna tıkayan birbirinden cabbar TV yorumcuları da hep lütfen’li konuşuyorlar:
- Ya lütfen Cumhur abi ya şerefsizlik yapma, bal gibi ofsayt işte!
- Bak Mitat Lütfen yani, sen bu işlerden annamazsın, sen daha babanın daşşağındayken
ben milli takımdaydım
Bu sırada tv kanalı değiştirip; sokak ortasında karısını lime lime kesen adam görüntüsüne rastlayıp belki onuncu kez izleyenler de şöyle demiş olmalılar:
- Lütfen hayatım tv’nin önünden çekilir misin göremiyorum.
- Canım lütfen, bu sapığı izlemekten ne zevk alıyorsun yani?

Araştırma, acı gerçeğe parmak bastı.
Aynı araştırmaya göre spor denilince % 50’den fazla insanımızın aklına futboldan başka şey gelmiyormuş. % 30 için futbol, rekabet ve mücadele demekmiş.
Sadece % 16’lık kesim için futbol; sağlık, gençlik, ahlak ve kardeşlik anlamına geliyormuş. Gerçekten acı olan budur. Sağlık için spor yapın diye yırtınmanın bir yararı olmamış, heyhat!
Sporun çıkış noktasının avcılık, paganist dini törenler ve askeri eğitimler olduğu bir gerçektir. Her gerçekte aslına rüku eder, derler. Ancak bu dönüşümün kamil insanı yaratma yolunda bir çabası olmalıdır. Filistinli Pehlivan Golyat’la Davut peygamberin kanlı karşılaşmasının ötesinde olması gereken modern spor, insan soyunun asaletini simgeler. Ortak insanlık değerlerini yüceltmeyi amaçlar. Sadece yenmek ve yenilmek üzerine kurulu bir spor kültürünü oluşturmanın spora da, topluma da yararı yoktur.

Futbol kulüplerinin “askeri güçleri” tasfiye edilmelidir.
Herkesin spor yapması Türk insanının anayasal hakkıdır. Öncelikle bu teslim edilmelidir.
Şiddetin her türüne sıfır toleranslı olmak için lütfen’li kampanyalarla beraber altyapıdan başlayarak gerçek bir spor ve sağlık eğitimi yürütülmelidir.
Asayiş tedbirleri en üst düzeyde alınmalıdır. Saha içi şiddet adli olaylardan sayılarak doğrudan ve süratle cezalandırılmalıdır.
Öyle tel örgü kaldırmak gibi fanteziler “futbol kulüplerinin askeri güçleri” tasfiye edilmeden gerçekleştirilmemelidir.
Beşiktaş’ın eski antrenörü Benjamin Toschack’ın dediği gibi,”futbol sadece bir oyundur, o kadar da ciddiye almamak gerekir” Hayatımızı renklendiren sporun, geleceğimizi karartmasına izin vermemek bizim elimizdedir.
03.12.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder