28 Oca 2011

geçen zamanın birinde...

İLK FUTBOL TAKIMINI KURANLAR ÜÇ YIL HAPSE MAHKUM OLMUŞTU *

Futbol İngiltere de mi doğdu yoksa eski Türklerin hayvan derisinden yaptıkları bir topla oynadıkları oyundan mı doğdu? Kim bilir? Ancak çok da uzak olmayan tarihimizden biliyoruz ki, Türkiye de bir futbol takımını kurmaya çalışan gençler hapse mahkum olmuşlardı.
Osmanlı da 2. Abdülhamit dönemi 1908’de ikinci meşrutiyetin ilanına kadar tam 33 yıl devam etti. Burnu biraz büyükçe diye gazetelerde burundan bahsedilemeyen hele hele hiç burun karikatürü çizilemeyen Osmanlı ülkesinde istibdat (despotizm) hâkimdi.
İşte bu koca burunlu sultan, bütün ülkeyi saran bir istihbarat teşkilatı kurmuştu. Hafiyeler yani ajanlar baskıcı bir yönetimin baş aktörleriydi.
Tarihimizin bu döneminde futbol oynamaktan başka bir amaçları olmayan bir grup gencin başına gelenler, hem trajik hem de komiktir.
İstanbul’da futbola ilgi duyan gençler bir futbol takımı kurmak istemişlerdi. Bu amaçla bir araya gelip çalışıyorlar, futbolla ilgili çeşitli yayınları dilimize çeviriyorlardı. Bir hareketlilik olduğunu sezen Sultan Abdülhamit’in ajanları takibe başladılar. Hemen ardından da hayal gücünü zorlayan raporlarını saraya iletmeye başladılar. Futbolcu gençlerin toplantıları “yeni ve esrarengiz bir cemiyet” olarak izlemeye alınmıştı.
Kendisine karşı her an olabilecek bir kalkışmadan korkan padişahı korkutmak için ne yazılması gerekiyorsa yazıyorlardı hafiyeler... Olayı bambaşka göstererek yansıtıyorlardı. “Bu cemiyetin kendine mahsus alametleri, işaretleri ve ayinleri olduğu” rapor ediliyordu. Saraya ulaşan son istihbarat raporuna göre “örgüt yapılanmasını tamamlamış ve bir top satın almıştı” Belli ki iş çığırından çıkmıştı!
Zavallı futbolsever gençler, derhal gizli örgüt kurmakla suçlanarak, tutuklandılar. Bir tanesi 3 sene hapse mahkûm oldu. Ötekiler rica, minnet ve rüşvetle yakalarını güçlükle kurtardılar.
İyi bir marangoz olduğu söylenen sultan sonunda işin farkına vararak; bir futbol topuyla yıkılmayacağını anlamıştı belki de... Ama spor amacıyla da olsa bir araya gelmenin alışkanlık haline gelmesinden korkmuştu. Futbol hareket demekti. Hareket özgürlüktü. Özgürlük ise despotizm için çok tehlikeli bir kavramdı.
İstibdattan 14 yıl sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti ise gençler için sporu zorunlu hale getirecek kanunlar çıkaracaktı. Yurttaşların spor yapması Anayasal bir hak olarak tescil edilecekti. Hatta Abdülhamit’ten 97 yıl sonra Futbol Milli Takımımız Dünya üçüncüsü bile olacaktı.
Peki, ne oldu yani, futbol bizi özgürleştirdi mi?
Hadi bizi bırakın futbolun kendisi özgürleşebildi mi?

Kaynak: Hikmet Tuna / Türk Spor Kurumu Dergisi / 1936; 17. sayı

23.01.2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder