28 Oca 2011

Türkiye de Beyzbol Aşkı Bir başka...

          BİZ ULUS OLARAK BEYZBOLE YATKINIZDIR


          Belki de futbol topundan sonra en fazla satın aldığımız spor gereci, boyu 91.4 cm. ve eni 6.99 cm. olan “bat”tır! Bizde “haydar” adıyla tanınan ve saygı gören “cupped bat” gerçekte beyzbol sopasına verilen isimdir.
          Bu haşmetli sopa sosyal hayatımıza bir iyice nüfuz etmiştir. Arabalarımızda, eskiden levyenin bulunduğu yerde kuzu gibi uzanan haydar, olur da trafikte bir sorunla karşılaşılırsa ancak yerinden kaldırılır. Haydar, sadece otomobillerde değil evlerimizde de hak ettiği yeri almıştır. Bir çok evin nedense girişe yakın bir yerinde beyzbol sopası bulunur. Bir toplum düşünün ki bir spor gerecine bu kadar düşkün olsun! Türkiye de süper marketlerde peynir ekmek gibi beyzbol sopası satılması herhalde en çok yabancı üreticileri şaşırtıyordur.
          Amerikan filmlerinden beyzbol diye bir sporun varlığı biliniyordu elbette ama bu sopanın marketlerde neden spor gereçleri arasında satıldığına yine de anlam veremeyenler vardı. Büyük olasılıkla bunun bir tür kamuflaj olduğuna karar vermişlerdi.
          Bizim ulus olarak beyzbolle tanışıklığımız bu sopa aracılığıyla olmuştur. Niyazi amcaya, Selahattin’e, Ragıb’a ve Mehmet’e ve Saldıray abiye bir beyzbol sopasına sahip olduklarını anlatmanın zamanı gelmiştir. Mademki eğitim şart! Bu gerecin potansiyel bir suç aracı olmaktan çok Amerikan kıtasının en saygın sporuyla ilişkili olduğu artık bilinmelidir. Hazır malzemede varken ruhu bıçkın halkımız neden denemesin beyzbol oynamayı değil mi ya?
           Üstelik bu sporun Anadolu’da kökleri vardır. Şırnak’ta oynanan gohçek adlı oyunun kuralları beyzbolle tıpatıp aynı imiş. Beyzbol milli takımı oyuncumuz Görkem Elverici haklı olarak diyor ki “Türkiye’de bu sporun yaygınlaşacağına inanıyorum çünkü bize uygun bir spor”.
           O halde durumdan vazife çıkaralım ve ülkemizdeki beyzbolle ilgili etkinlikleri tanıtmakla işe başlayalım: Bu oyunu biraz bizim çelik çomağa benzetenlerde var. 2001 yılında kurulan bir Türkiye Beyzbol ve Softbol Federasyonumuz var. Oyuncu, hakem ve antrenör sayısını artırmaya çalışan Federasyon, 2006 da bir lig kurmayı planlıyor. Şu an ki milli takımımızdaki oyuncuların çoğunu Alman beyzbol liglerinde oynayan Türkler oluşturuyor. Türkiye’den de bir kaçta oyuncu var. Türkiye rekor seviyede beyzbol sopası satılan bir ülke olmasına karşın yeterli beyzbol sahasına sahip değil. Yani haydar çok fakat saha yok! İzmir Amerikan üssü ve Ankara Bilkent dışında 100x100 saha olmadığından güçlükler yaşanıyor. Futbol sahaları yetersiz kalıyormuş.
           Geçtiğimiz hafta sonu (26-27 Kasım 2005) Türk Milli Beyzbol takımı Atina’daki uluslar arası beyzbol turnuvasına katıldı. 21 kişilik ekibimiz ev sahibi Yunanistan, Moldova ve Romanya ile mücadele etti. Bugün basında turnuvayla ilgili herhangi bir bilgi yok, muhtemelen yarında olmayacak; ama eminiz ki aslanlar gibi mücadele etmişizdir. Biz ulus olarak bu ikna edici kallavi sopaya duyduğumuz saygıyı spora kanalize edebilme yeteneğini de gösterebiliriz. Haydi Türkiye göster sopanı!..

01.01.2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder