Bİ YARDIMCI OLSANIZ MEMET ALİ BEY
Doğrusu insanların müptelası olduğu stadyum gösterileri binlerce yıldır sürmektedir. Yönetimi elinde tutanlar yani egemenler bu tip aktiviteleri geniş yığınları etkilemek ve güçlerini hissettirmek için bir fırsat olarak değerlendiriyorlardı. Yani sporla siyaset başlangıçtan beri içicedir. Bazen Spartaküs örneğinde olduğu gibi tersine siyasi rüzgârlarda esmiştir.
Roma imparatorluğunda gladyatör dövüşleri bugünkü futbol gibi kitleleri heyecanla stadyumlara toplardı. Kölelerden seçilen gladyatörler bağlı oldukları okul-kulüpler (yani şirketler) adına ölümüne vuruşurlardı. Halk çılgına dönerdi. Hükümdarlar bu üst yapı kurumunu sonuna kadar kullanırlardı. Stadyumlardaki “şeref tribünü” kavramı da o günlerden kalmadır.
Trakyalı bir köle olan Spartaküs ve arkadaşları İsadan önce 73’te Capuadaki gladyatör kulübünden kaçarak tarihin en büyük köle isyanını başlatacaktı. Güçlü Roma imparatorluğuna karşı başlatılan isyan iki yıl sürecek ve yenilmez denen Roma orduları defalarca yenilecektir. Stadyum “sporcularının” başlattıkları isyan sonunda bastırıldı. Ancak Spartaküs insan soyunun bilincinde hep keskin bir kılıç gibi ışıdı. Haksızlığa karşı açılan her isyan bayrağında siyasetini sürdürdü.
“Spora siyaset karışmamalı” teranesini tutturanlar, âlemi kör kendilerini akıllı saymıyorlarsa biraz “saf” olduklarını düşünebiliriz. Bu kulüp şirketlere sağlanan ayrıcalıklar “serbest piyasa” denilen ulviyete nasıl uyar, diye boşuna düşünürsünüz. Türkiye’de “devletten sebeplenmeyen zengin yoktur!” denir. Buna bir de futbol kulüplerini eklerlerse yanlış olmaz, herhalde. Ülkemizde yıllardan beri siyasetçiden bedava dönüm dönüm arazi alacaksın, vergi denetimlerinden kerhen muaf olacaksın, kamuya ait spor alanlarının üstüne oturacaksın; sonra da siyaset spordan elini çeksin diyeceksin. Yukardan aşağıya olan bütün yapılanmalarda erki elinde tutanların, maç düdüğünü çalma hakkına sahip olmalarından daha doğal şey olmaz. Tersi olsa yanlış olurdu.
Enteresan olan nedir biliyor musunuz futbolcu sendikalarının kurulmasına da siyasetçilerin ön ayak olmasıdır. Futbolcular kendi mesleki haklarını savunma derdinde değiller ama Spordan Sorumlu Devlet bakanı Mehmet Ali Şahin “futbolcu sendikalarının kurulması için istenirse yardımcı olabileceklerini ” deklare ediyor. Biz Türkler yukardan aşağıya inşaya bayılıyoruz! Sonra da demokrasinin yokluğundan şikâyet ediyoruz.
Şu futbol Federasyonu seçimlerini fazla “hart hart” bulanlar belki de haklılar. Ama bunda şaşılacak ne var ki? Güce tapıcılığın ululandığı bir toplum da her alanda bunu yaşamıyor muyuz?
Hatırlayalım! İşte televizyonlarda bayılarak izlediğimiz eğlence-yarışma karışımı bir program. Orta sahada maşallahsız sunucu Memet Ali bey! Ve yarışmaya telefonla katılan şanslı biri... Hediye kazanma ihtimali yüksek ama hangi kutuyu açtıracak kestiremiyor. Yüzünü görmüyoruz ama sesi sanki tanıdık; tekrarlayıp duruyor: ”Bi yardımcı olsanız Memet Ali bey” ”Bi yardımcı olsanız Memet Ali bey” ”Bi yardımcı olsanız Memet Ali bey”
02.05.2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder