SUDAN ŞEYLER
Yaşamın suda başladığını öne sürenler, insan vücudundaki tuz oranının denizlerdeki tuz yüzdesiyle benzerliğini kanıt olarak gösterirler. Ancak, bunu bir yana bıraksak da; insan vücudunun yüzde altmış, yetmiş kadarının su olduğu, fizyolojik bir gerçektir. Doğduğunda ve gençliğinde vücudundaki su oranı daha yüksek olan insanın yaşla beraber su oranı da azalır, bir anlamda kurumaya başlar. Herhangi bir nedenle vücut ağırlığının yüzde onu kadar su kaybeden insan yüksek ölüm riski taşır. Velhasıl, su yaşamdır!
İnsanın su ile ilişkisinin destanlara, din kitaplarına, fallara ve hayatın her alanına sızmasından daha doğal ne olabilir ki? İnsan için suyun bin bir türlü hali vardır. Yüzmek, ya da suyun içinde olmak bu şeraitlerden sadece biridir.
******
Efsaneye göre altın postun peşindeki Herkül Gemlik’e kadar gelir. Burada en sevdiği arkadaşı yakışıklı Hylas, Karsak deresinde su perileri tarafından kaçırılır. Mitolojide tanrılarla akraba olanlara boğulmak yakıştırılmaz ama vaka böyle bir vakadır.
Firavunun ordusundan kaçan halkını selamete ulaştırabilmek için Musa peygamberin Kızıl Denizi asasıyla ikiye ayırması gerekmişti. Suların geri gelmesiyle beraber; yüzme öğrenmediğine bin pişman Mısır ordusu tanrının gazabını tatmıştı.
İsa peygamber’in su üzerinde yürümesi bir mucizedir Bu, onun yüzme bilmediğini göstermez. Çünkü peygamber olmanın gereklerinden biri de mucize gösterebilmektir.
Saddam Hüseyin Irak’ta iktidara gelmesinin yıldönümlerinde Fırat nehrini yüzerek geçerdi. Bu onun iktidar mücadelesi sırasında düşmanlarından kaçmak için başvurduğu yolu hatırlatan bir hikâyeye atfen düzenlenirdi. Yüzme bilmesi sayesinde hem canını kurtarabilmiş hem de iktidarı ele geçirmişti. Yazık ki şu anda banyo dışında suyla teması mümkün değil.
Eski Pers imparatorluğunda, yani eski İran da askerlerin yüzme öğrenmesine özel bir önem verilirdi. Antik Yunan uygarlıkları da çocukların eğitiminde yüzmeye yer vermişlerdir.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de yüzme bilmenin önemli bir eğitim olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir.
******
Üç tarafı denizlerle dünyanın en güzel ülkelerinden birinde yaşıyoruz. Buna karşın yüzme eğitiminde ve sporunda başarılı olduğumuz söylenemez. Bu bir tarafa havaların ısınmasıyla beraber gündeme gelen boğulma haberleri neredeyse memleket klasiği halini almıştır.
Haziran ayının ilk günü, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi öğrencisi Mustafa Topal bu sezonun ilk kurbanıydı. Sarıseki çayı kenarında fotoğraf çektirmek isterken ayağı kayarak suya düşen öğrenci, arkadaşlarının çabalarına rağmen boğulmaktan kurtarılamadı.
Hiç olmasın isteriz ama istatistikî olarak bu kadar çok yüzme bilmeyenin olduğu bir toplumda bu kadar çok su kenarı olursa ister istemez matematiğin tanrısal kuralları işliyor.
******
Her ne halse insanoğlu büyüdükçe su korkusu artmaktadır. O nedenle çocukluk çağlarında yüzme öğrenmek daha kolay ve daha eğlencelidir. Çocuklar için su büyük bir eğlence ve neşe kaynağıdır. Bilinçli eğitimcilerin elinde yüzme öğrenen çocuklar, ömür boyu yapabilecekleri bir sporun tekniğini kazanmış olurlar. En önemlisi de bazen yaşama tutunmanın tek yolu yüzme bilmek olabilir.
Ünlü spor uzmanı Gaisl, çocukların spora başlarken yüzme, jimnastik ve paten yapmalarının fiziksel gelişimlerini olumlu etkileyeceğini belirtir.
Önümüzdeki hafta sonu okullar kapanıyor. Başta Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olmak üzere şehrimizdeki birçok kurum ve kulüp yaz spor okulları açılmaya hazırlanıyor.
Çocuklarımıza yüzme öğretmek için bu fırsatlar değerlendirilmelidir.
08.01.2006 / BURSANIN SESİ GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder