30 Oca 2011

futbolun dini imanı yok

İNSANIZ, OYUNU SEVERİZ
Denizlili imam Ali Sürücüoğlu Cuma hutbesinde şöyle dua ettirmiş: “Allah’tan niyaz ediyoruz ki Denizlisporlu futbolcular Pazar günkü maçtan alınlarının akıyla çıksınlar. Fenerbahçe de şampiyon olsun. Yarabbi bu zorunlu müsabakada futbolcu kardeşlerimizi başarılı kıl. Âmin” (İHA)
Sonuçta, Fenerbahçeli imamın olmayacak duaya âmin dedirttiği ortaya çıktı. Galatasaray şampiyon oldu. En kutsi duygularla gidilen ibadethanelerde “top duası” yapmanın neresi doğru diye düşünenlere diyeceğimiz bir şey olamaz. Ama anlıyoruz ki futbolun büyülü ateşi herkes gibi din görevlilerini de sarıp sarmalarken meslek ayrımı yapmıyor.
* * * *
Hakikaten dünya değişiyor ve spor bu değişimde önemli işlevler görüyor. Kırklı yaşlarında olanlar bilirler, eskiden Anadolu kasabalarında çocukların top oynamasına iyi gözle bakılmazdı. En hafifinden haylazlık sayılırdı. Daha ileri gidenler, futbolu “peygamber kafasıyla oynanan bir kâfir oyunu” olarak lanetlerlerdi. Hepsinden kötüsü ise bu temelsiz inançlarla suçlanan çelimsiz palelerin, suçluluk duygusuyla uykuları bölünürdü. Düşlerinde o top oynayan bacakları yanar, o neşeyle zıplayan top nasıl da bir canavara dönüşürdü.
* * * *
O gün, çırpı bacaklı çocukları cehennem ateşiyle korkutanlar; nerden bilebilirlerdi ki ilerdeki bir zamanda futbol, bütün dünyada ve Türkiye’de baş tacı edilecek? Din görevlilerinin turnuvalar düzenleyeceğini, şampiyonluk ödülünün umre olacağını, papazlarla yapılan dostluk maçlarında hahamların hakemlik yapacağını ve hatta futbol için camilerde hutbe okutulacağını; kim bilebilirdi ki? Yakın zamanda ajanslara düşen, gazetelerde okunan haberlerin bazıları şöyle:
İmama kırmızı kart: Darıca Gençler Birliği ile Yalova maçında sürekli rakibe ve hakeme küfür eden Kavala Camii imamı Mehmet Ali Kamber stattan çıkarıldı. Maçın ardından her iki takımın yöneticileri ve sporcuları birbirine girdi. Polis cop kullanarak olayları yatıştırdı. (Şubat 2006)
Şampiyonluk ödülü umre: 30 ilçedeki din görevlilerinin katıldığı İstanbul müftülükleri arasında futbol karşılaşmaları düzenlendi. Geçen yıl Üsküdar müftülüğünün kazandığı turnuvada bu yıl da şampiyon olan takım “umre ” kazanacak. Bağcılar- Sarıyer müftülükleri arasındaki mücadelede oldukça sert bir oyun sergileyen vaiz, oyundan alınmasına kızarak olay çıkardı. (16 Mart 2006)
Rahipler imamları 6–4 yendi: Almanya’nın Köln şehrinde Türk İslam birliği adlı kuruluşun düzenlediği futbol turnuvasında papazlarla imamlar karşılaştı. Din adamlarının birbirlerini tanıması ve bilgi alışverişinde bulunulması amacıyla yapılan maç papazların 6-4’lük üstünlüğüyle sonuçlandı. (02.Mayıs.2006)
Hahamların yönettiği maçta papazlarla imamlar karşılaştı: Almanya’nın başşehri Berlin’de Protestan kilisesi ile İngiltere büyükelçiliği, din adamları arasında bir turnuva düzenledi. Rahip Christopher Jaege-Bowler “dinler arası bir diyalogun oluşması için futbol maçlar organize ettiklerini, dostluklar kurulmasını hedeflediklerini” açıkladı. Haham hakem üçlüsünün yönettiği maçta imamlar 12 gol yerken ancak bir gol atabildiler. ( 07.Mayıs.2006)
* * * *
Spor yapmanın, oyun oynamanın insanı saflaştıran, temizleyen bir yanı vardır. Bu insani etkinlikte herkes biraz birbirine benzer. Çaba harcar, ter döker, sevinir, arkadaşlarıyla dayanışır, rakibini avlar, mızıkçılık yapar, olmayacak şeyler tasarlar, kendi isteği olsun diye dua eder, canı yanar, küfür eder, bazen rakibine sert davrandığını düşünür, bazen onu öldürmeyi düşünür. Sonuçta insan çocukluğundaki oyun arkadaşını yeniden arar. Ona karşı duyduğu karmaşık duyguların yanında hep bir kardeşçe sevecenlik ve saygı vardır. Sporun insanları birleştirmesindeki tüm sihir de zaten buradadır.
18.05.2006 / BURSANIN SESİ GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder