10 Şub 2011

kayak

DİKKAT KAYAKÇI ÇIKABİLİR!

Dünya kayak hız rekoru saatte 250,7 km.dir.
İnsanın kar üzerinde hareket etme serüveni hep daha hızlı olma hedefini gözetmiştir. Zaten kayakla atlama sayılmazsa, sportif kayak yarışları hep zamana karşıdır.
Kayak sporcusu olmayan rekreasyon (eğlence) kayakçıları bile bir fırsatını bulur bulmaz yarışmaya can atarlar.
Bu anlamda ajanslara düşen “İsviçre’de kayakçılara hız sınırı getirildiği” haberi asparagas değilse bile kuşkuyla karşılanacak bir haberdir.
Hele İsviçre gibi ekonomisinde kış turizminin önemli payı olan bir ülkenin kayak sporunun “doğasına” dokunabileceğini sanmıyoruz.
****
Haber kar üzerinde 50 km. hızla çarpmanın ölüme neden olabildiği bu nedenle İsviçre’deki kayak pistlerinde 30 km. hız sınırının getirildiğine vurgu yapıyordu. Devlet kontrollü İsviçre Kaza Sigortası yetkililerinin açıkladığına göre geçen yıl meydana gelen 70 binden çok kazanın maliyeti 300 milyon YTL’ yi buluyormuş.
Belirlenen hız sınırını aşan kayakçıların gezici radarlarla belirlenip “trafikten” men edileceği haberi yine de gerçeklikten uzak görünmektedir.
Çünkü İsviçre de ve diğer Alp ülkelerindeki pistler zorluk derecesine göre mavi, yeşil, kırmızı, siyah diye sınıflanmıştır. Kayakçı teknik becerisine ve seviyesine uygun olan pistleri seçerek kayar.
Burada haberde bir doğruluk payı varsa bile bu kolay pistlerde yapılan tehlikeli kaymaların engellenmesine yönelik önlemlerle ilgili olmalıdır.
Muhtemelen Alp dağlarındaki kış sporları merkezleri 30–40 km. uzunluğundaki pistleri ile övünürlerken ve kayağı “özgürlük” diye takdim ederlerken “yasaklama” ile anılmak istemezler.
Kaldı ki kayakçı ne kadar hız yaptığını hangi hız göstergesine bakarak ayarlayabilecek ki!
Velhasılıkelam söz konusu haber mantığı zorlamaktadır.
Nihayetinde haber doğruysa bile bu fikri katkı da bizden İsviçre’ye helal olsun artık!
****
Oysa aynı haber Uludağ için yapılmış olsa ciddiye almak daha kolay olurdu. Çünkü en baştan bu yasağın uygulanmayacağını bilirdik. Ama böyle bir yasağın koyulabileceğine de inanırdık.
Kayak pistlerinin tam ortasına yapılan otelleri ve su kaynakları üzerine kurulan diğer otelleri ile Uludağ Türkiye’de olan biten her şeyin minyatür bir örneğidir.
Uludağın kayak pistleri ise liberalizmin “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” felsefesini aynen yansıtır. Aynı pistlerde acemi kayakçılar, snowbordcular, hız tutkunları, naylon torbayla kayanlar, kar motosikletliler, artizler, psikopatlar, kayak hocaları, kayağı paralı öğretmekten men edilmiş antrenörler, jandarma timleri ve hatta iskarpinli yayalar seyir halindedirler.
Uludağ’ın kayakçı milleti 400-800 metre uzunluğundaki bu kısa pistlerde dolap beygiri gibi döner dururlar.
Bu karmaşada kazalar ve yaralanmalar olmaz mı peki?
Mutlaka oluyordur. Tabi ki oluyordur.
Ama kime ne!
10.01.2008 / BURSA MEYDAN GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder