ANADOLU KARDEŞLİĞİ
Anadolu Spor Gazetecileri Derneği (ASGD) biliyorsunuz 1992’de Bursa da kurulmuş ve ülke çapında örgütlenmiş bir medya meslek örgütüdür. Yaygın ve güçlü İstanbul medyasının spordaki sultasına tepki olarak doğmuş ve Anadolu’daki itilmiş spor gazetecilerinin sesi oluvermişti.
ASGD, şimdi bir Anadolulu olarak kendine yakışanı yapıyor. Futbol bahanesiyle toplumsal gerginlikleri derinleştirmeye toplumumuzu bölmeye, parçalamaya çalışanların karşısına dikiliyor.
ASGD, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte “top” nedeniyle oluşan Bursa Diyarbakır kırgınlığını aşmak istiyorlar.
Adını “Bursa Diyarbakır Dostluk Projesi” olarak belirlemişler. Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve her iki şehirden sivil toplum örgütleri projeye tam destek veriyorlar.
****
Proje, ASGD lokalinde genel başkan ve Meydan Gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Erdoğan tarafından kamuoyuna duyuruldu. Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle: “ Statlarda olan münferit olaylar bazen o heyecan içinde bir anda tribünlere yayılabiliyor. Bu gereksiz ve anlamsız gerilimler sonuçta nahoş olaylara yol açabiliyor… Yaşanan gönül kırgınlıklarının, yürek sızılarının tanığıyız. Ancak meseleler soğuyunca, üzüntü duyulup pişman olunuyor... Bunların aşılması için bizim gibi sivil toplum örgütlerinin sosyal sorumluluğu vardır.”
16-18 nisan tarihlerinde davet edilen 30-35 kişilik Diyarbakırlı sivil toplum yöneticisi Bursa’da ağırlanacaklar. Birlikte Bursaspor-Gaziantepspor maçını izleyecekler.
Erdoğan’ın belirttiğine göre konuklar bu projeyi destekleyen Bursa Valisi Şahabettin Harput ve Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile de buluşacaklar.
Tabi bir de bunun iadei ziyareti olacak, daha sonraki bir tarihte de Bursalı ev sahipleri Diyarbakır “deplasmanına” gidecekler.
Ne güzel işte bahaneyle çiğ köfteler, iskenderler, künefeler, kestane şekerleri yenecek; şıralar, ayranlar belki rakılar içilecek… Şakalar yapılıp, gevezelikler edilecek… Şeker afiyet olsun, bizler için de yenip içilsin.
****
Yani anlayacağınız; Bursaspor ile Diyarbakırspor arasındaki maçlarda yaşanan “mahalle kavgası” tadında bırakılmak isteniyor.
Ee, doğrusu da bu değil mi?
Bu tip kavgalar çocukların gazozuna yaptıkları mahalle maçlarında belki sevimli oluyor ama doğrusu böylesi en azından Anadolu kültürüne yakışmıyor.
Anadolu mayasının horasan erenlerince atıldığı unutulmamalıdır. Ahmet Yesevi’nin öğüdü “kimsenin kalbini kırma; garibi, merhemi ve yoldaşı ol” idi. Hacı Bektaş ise “bir olalım, iri olalım, diri olalım” diyordu. Yurdumuz, Anadolu bu maya ile kaynaşmıştır.
Şer güçlerinin ve emperyalizmin standart taktiğinin “böl, parçala, yönet” olduğu hatırlanırsa uluların ne demek istediği daha iyi anlaşılır.
İhtiyacımız olan şey, kardeşliktir.
09.04.2010 / BURSA MEYDAN GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder