Fiziksel Aktivite Yoksa,
Metabolik Sendrom Var.
Sempozyum, sözcüğü Fransızca kökenlidir. Belli bir konuda düzenlenen oturum, seminer; bilgi şöleni gibi anlamlara geliyor.
Geçtiğimiz hafta sonu İzmir Alsancak’taki Dokuz Eylül Üniversitesi rektörlük salonlarında tıpkı böyle bir bilgi şöleni vardı. Aynı üniversitenin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu Başkanı Prof. Dr. Candan Algun’un öncülüğüyle düzenlenen “Aktiviteyle Değişen Geleceğimiz” sempozyumunda, hareketsiz yaşam tarzının insan sağlığı üzerinde yaratabileceği yıkıcı etkiler irdelendi.
Katılımcı ve izleyici olarak bulunduğumuz oturumlarda fizyoterapist, hekim, farmakolog ve diyetisyen kökenli bilim insanları, sağlığı koruma ve hastalıkların tedavisi açısından fiziksel aktivite ve spor yapmanın önemine vurgu yaptılar. Çeşitli üniversitelerden konuşmacılar, çağımızda sadece yetişkinlerin değil çocukların ve gençlerin de hareketsiz yaşam tarzından kaynaklanan ciddi sağlık sorunlarıyla yüz yüze olduklarını belirttiler.
****
Dünyada ve ülkemizde ölüm nedenlerinde birinci sırada olan kalp hastalıklarının en az yarısı metabolik sendrom denen hastalık belirtileri ile ortaya çıkıyor. Bu hastalık sadece kalp değil, kanser, polikistik over v.b birçok hastalığın oluşumuna da yol açabiliyor.
sıralanıyor:
• Elma tipi şişmanlık: Bel çevresi kalınlığının kadınlarda 80cm., erkeklerde 94 cm.den fazla olması,
• Tansiyonun 130 / 85 mm.Hg’dan yüksek olması,
• HDL kolesterol denen, iyi huylu kolesterolün erkeklerde 40 mg/dl, kadında 50 mg/dl’den düşük olması,
• Kan yağı (trigliserid) değerinin150 mg / dl’den yüksek olması,
• Açlık kan şekeri değerinin 100 mg/dl’den yüksek olması.
Uzmanlar, kişinin bu beş risk faktöründen birine sahip olması halinde mutlaka diğer belirtilerin de araştırılmasını öneriyor. Eğer metabolik sendrom erken fark edilir de önlenebilirse kalp krizi ve şeker hastalığı riski azaltılabiliyor.
Sendrom genetik özellikler barındırmakla beraber hareketsizlik, dengesiz beslenme, sigara kullanma, stres gibi nedenlerle tetiklenebiliyor. Nedenlerin başında bel çevresi şişmanlığı olduğu düşünüldüğünde özellikle Türk kadınlarının bu hastalığa yatkınlıkları anlaşılabilir. Zaten araştırmalar kadınlarımızın % 42’sinin ve erkeklerin % 29’unun metabolik sendromdan muzdarip olduğunu gösteriyor. Şişman çocuklar ve gençler için de durum benzerdir.
Hareketsizlik giderek bir toplum sağlığı sorununa dönüşmektedir.
****
Sempozyumda görüş bildiren hemen tüm konuşmacıların da belirttiği gibi metabolik sendromdan korunmanın en etkili yolu, fiziksel aktivitedir. İnsanların günlük yaşam içinde fiziksel aktivitelerini artırmaları, egzersiz yapmaları, spor yapmaları ve dengeli beslenmeleri gerekiyor.
Formül isteyenler için öneri şu: Günde 10 bin adım yürümek bu tip hastalıklardan korunmak sağlık açısından iyi bir aktivitedir. Ama tabi ki fiziksel aktivitenin bisiklet sürmekten, merdiven çıkmaya, belediyenin parklara koyduğu aletlerle oynamaktan, halı sahada futbol oynamaya, yüzmeye ve diğer sporları yapmaya kadar onlarca yolu vardır.
Oturgan bir yaşam sürmekten vazgeçmek aynı zamanda bir yurttaşlık görevidir. Kendi sağlığını koruyan insanlar ülkelerine ve çevrelerine hem maddi hem manevi olarak daha az yük olurlar. Bu açık değil mi?
14.01.2010 BURSA MEYDAN GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder