BURSASPOR SEN ÇOK YAŞA
Kuşkusuz 16 Mayıs Pazar günü Türkiye futbol tarihinin en unutulmaz gecelerinden biri oldu.
Bursaspor’un şampiyonluğu zor ve sancılı bir doğumla gerçekleşti.
Gerçeğin ve yalanın, sevincin ve acının, sevginin ve nefretin bir arada yaşandığı o gece Bursa’nın “nur topu gibi bir şampiyonluğu” oldu.
Görmeyen gözler görmeye, duymayan kulaklar duymaya, söylemeyen diller konuşmaya başladı.
Mucizenin mimarı Bursaspor, sen çok yaşa! (*)
****
Son maçında sahasında Beşiktaş’ı şampiyona yakışır bir futbolla 2-1 yenen Bursaspor, İstanbul’da Fenerbahçe’nin Trabzonspor’la 1-1 kalması üzerine kupanın sahibi oldu.
Fakat dedik ya, olağanüstü bir geceydi!
O doksan dakikalık süreç için de neler yaşanmadı ki!
Şampiyonluğun güçlü favorisi olan Fenerbahçe, Trabzonspor kalecisi Onur’u neredeyse topa tutmasına rağmen bir golden öteye geçemedi.
Bu arada nasıl olduysa Şükrü Saracoğlu stadına “Bursa maçının berabere” olduğu haberi uçtu. Menşei belirsiz bu “yalan” stat görevlisi tarafından anons edince, Kadıköy bir anda şampiyonluk havasına bürünüverdi. Futbolcular sevinç içinde maçın kalan son birkaç dakikasını top çevirerek geçirdi. Maçın bitmesiyle beraber saha ana baba gününe döndü. Taraftarlar, Bursaspor’a inat, timsah yürüyüşü bile yaptılar.
Fakat gerçeğin anlaşılması hiç de o kadar kolay olmadı. Sevincin yerini bir anda yıkıcı bir öfke aldı. Fenerbahçe taraftarı kırıp dökmeye, yakıp yıkmaya başladı. Polisle çatışıldı. Teknik direktör Daum tartaklandı. Bu kadar heyecanı kaldıramayan futbolcu Emre Belözoğlu bayıldı. Trabzonsporlu futbolcular ve taraftarlar uzunca bir süre stadyumda mahsur kaldı. Bu kaos içinde yanlış anonsçu Hakan Bingöl de başkan Aziz Yıldırım’dan “bir ton sopa” yedi. Hırsını alamayan başkan, polis aracıyla stadı terke eden teknik direktörün arkasından “söyleyin o Daum’a bir daha gözüme görünmesin” diye parmak salladı.
Yaaaa ya… Hoş değil yani…
O gece Bursa ve Türkiye yeni bir başlangıcın sevinciyle dalgalanırken güzel ülkemizde bunlar da yaşanıyordu.
****
Bu başarıdaki payı ortada olan Bursaspor teknik direktörü Ertuğrul Sağlam kuşkusuz şampiyonluğa en hazır olan kişiydi. Kimse inanmazken şampiyonluğa inancını vurguluyordu. Bursalılara “bizim için dua edin” diyordu.
O gece kameralarla kuşatılan Ertuğrul Sağlama sorudular: “hocam bu bir devrim midir?” diye. Hoca şöyle bir düşündü ve “biz 18 milyon liralık bir takımız ama ruhumuz 100, 200 milyon lira değerindedir. Yarından itibaren yeni Bursaspor için çalışacağız.” Dedi.
****
İşte artık nedense, Bursaspor şampiyon olduğu anda aklımız ve dilimize “Bursaspor Sen Çok Yaşa Kitabı” takılıverdi.
Bursalı gazeteciler İsmail Kemankaş ve Binay Kazan’ın Bursaspor’un serüvenini anlattıkları bu kitabı raftan indirip bir daha karıştırdığımızda arka sayfasındaki tanıtım yazısı gözümüze ilişti: “Her şey bir emek ve çabanın ürünüdür” diyordu.
Bursaspor ve Türk futbol tarihi yeniden yazılırken bu sözü iyi düşünmeliyiz.
Evet, büyük olunan kapıdan geçildi. Şimdi hedef, büyük olduğunu gösterme zamanıdır.
(*) Bursaspor, sen çok yaşa / İsmail Kemankaş, Binay Kazan 1992
17.05.2010 BURSA MEYDAN GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder