10 Şub 2011

meclisspor

MECLİSSPOR ACIMAZ, ATAR!
Bazen hiçte önemli değilmiş gibi görünen bir olay gazetelerin manşetlerine çıkıverir. Ancak neden sonra bu olaya gösterilen tepkilere ve yapılan yorumlara bakıp okuduktan sonra olayın önemini kavrar; şaşırıp kalırsınız.
Geçtiğimiz Pazar günü Hürriyet gazetesinin attığı “Atılan Gollere Teessüf Ederim” manşeti bu tür bir haberi işaret ediyordu. Sözlerin sahibi ise Devlet Bakanı Nimet Çubukçu idi.
Siz bir futbolsever olarak “yahu benim bildiğim atılamayan gollere teesüf edilir (yazıklanılır) diye düşünürken; haberi okuduktan sonra “zavallıları sahada ezen” vekillere tepki gösteren bayan bakanın duyarlılığı(!) karşısında kendinizi suçlu hissedebilirsiniz.
Aslında bu haber ülkemizde insanların ve söz sahibi çevrelerin engellilere ve spora nasıl baktıklarını bütün açıklığıyla sergilemesi açısından çok önemlidir.
****
Görme engellilere 7 gol, kimsesizlere 3 gol...
Olay kısaca şöyle; Engelliler Haftası nedeniyle milletvekillerince oluşturulan Meclisspor ile Başkent Görme Engelliler Spor Kulübü arasında bir maç ayarlanıyor. Tabi görme engelli takım kendi deyimleriyle “sıfır kör” değil yani yüzde 20 görme yeteneği olan oyunculardan meydana geliyor.
Ankara da MTA Tesislerinde oynanan bu maçı zaten favori durumda olan Meclisspor 7-3 gibi bir skorla kazanıyor.
Kıyamet de bundan kopuyor. Kendisi de meclisin bir üyesi olan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu Meclissporun galibiyetine sevinmek yerine; vay efendim en azından beraberlikle bitirilmesi gereken bu maçta hırslarına yenilen vekiller nasıl olur da o kadar golü sıralar, diye veryansın ediyor. Maçta forma giyen milletvekillerinin her birine gönderdiği mektupta “Büyük başarınızı kutluyorum. Bu yöndeki başarılarınızın devamını bekliyorum. Unutmayın, galiptir bu yolda mağlup olan” diye tepki gösteriyor.
Ardından da “Geçen yılda kimsesiz çocuklarla bir maç ayarlamıştık. Onlara moral olsun diye. O maçı da 3-2 aldılar. Çocuklar maç sonrasında ağladı. Zor susturduk” diye şikayetini sürdürüyor.
Konu basına yansıyınca futbolcu milletvekillerine çeşitli kesimlerden “gücünüz körlere ve kimsesiz çocuklara mı yetiyor” babından tepkiler yağmaya başlıyor.
Düşünsenize ne büyük haksızlık!
****
Milletvekillerine yapılan haksızlık...
Oysa doğru bir davranış sergilemelerine rağmen popülizme kurban edilen ve haksız eleştirilere uğrayan taraf Meclissporlu oyunculardır.
Türkiye de ne yazık ki hiçbirşey sahici değil. Eğer öyle olsaydı bir maçta galip geldiler diye Meclissporlu politikacılar suçlu konuma düşürülemezlerdi.
Bir spor karşılaşmasında eğer gereğini yapmazsanız asıl o zaman rakibinizi aşağılamış olursunuz ve yetersizliğini beklemediği bir tokat gibi yüzüne vurursunuz.
O nedenle spor müsabakalarında yaş, kilo ve cinsiyete göre kategorilere ayrılan sporcular eşleştirilir. Bu çerçevede engelli sporcular da yetenek kayıpları göz önüne alınarak sınıflandırılır ve ona göre yarıştırılırlar.
Spor da rakipler arasında pozitif ayrımcılık gibi bir şey söz konusu olamaz. Onu vergi alırken, diğer sosyal hizmetlerden yararlanılırken engelliler için yapabilirsiniz. Ama her nasılsa dostluk amacıyla olan bir spor karşılaşmasında yapamazsınız. Yaparsanız rakibinizi küçümsemiş olursunuz. Bu sporun soyluluğuna gölge düşürür. Eğer 30 gol bile atılabilecekse o goller atılmalıdır. Kaldı ki Meclisspor’a üç gol atmış olmaları görme engellilerin mücadele azmini süslemiş olmalıdır.
Büyüklerimiz kendileri daha iyi bilir ama, engelli gruplarla bu tip dostluk maçları yapılacaksa takımlar yeniden düzenlenebilir. Örneğin vekiller 5 ve engelliler 5 olmak üzere bir A takımı ve aynı şekilde bir B takımı oluşturularak karşılaşılabilir.
Böylece pozitif acıma adına sporun değerlerine de tecavüz edilmemiş olur. Çünkü spor onların sandıklarından çok daha gerçek bir şeydir ve riya kaldırmaz.
05.06.2008 BURSA MEYDAN GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder