VATAN, MİLLET, AVRUPA...
Meydan gazetesi köşe yazarı İhsan Bölük, geçen Cuma günü yayınlanan makalesine “Çalakalem Yasa” başlığını uygun bulmuş. Çünkü ona göre hükümetin hazırladığı “Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması ve Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanun” aceleye getirilmiştir.
Yazar, “uluslara arası sportif başarı gösteren sporculara madalya verilebilir, yeşil pasaport olanağı sağlanabilir ama futbol zenginlerine amatör adı altında maaş bağlanması doğru değildir.” Diyor. Yani apar topar meclisten geçirilen bu yasada kastedilenlerin aslında amatör sporcular olmasına karşın futbol milli takımının profesyonel oyuncularının da bu haktan yararlandırılmasının yanlışlığına dikkat çekiyor.
Hamaset dışı bir bakış açısıyla kaleme alınan bu makale uyarıcı ve uyandırıcıdır.
****
Biz aslında biraz böyleyizdir; hani bazen vur deyince öldürüyoruz. Şimdi allasen Milli takım futbolcularının bu paraya ihtiyacımı var?
Bir açıklamaya göre Avrupa Şampiyonasında futbolcuların eline geçen para adam başı 1 trilyon lira!
Bu paranın nasıl dağıtıldığı, vergisinin ne kadar tuttuğunu bilmiyoruz tabi ama bize vergilendirilmiş kazanç kutsaldır diye öğretildiğinden ve herşeyin yasal olduğuna inanarak helal hoş olsun diyoruz.
Bu ülkenin işçileri, köylüleri, memurları, dul ve yetimleri yani milli takımı elleri patlayıncaya, ciğerleri sökülünceye kadar destekleyenlerin ise rüyalarında bile göremeyecekleri bir para bu! Hadi onları geçtik bu ülkede benim diyen hangi sanayici, hangi işadamı bu sürede bu kadar para kazanabilir ki?
O aylığa ihtiyacı olan onca amatör sporcu varken memleket kasasından “futbol zengini futbolcular” için çerez parası olacak o aylığı bağlamanın mantığı nedir acaba?
********
Milli futbol takımımızın turnuvanın en renkli en heyecan verici ekibi olarak ülkemizi başarılı bir şekilde temsil etmesi; ulus olarak bizleri hop oturtup hop kaldırması tabi ki az şey değildir. Onların mücadele azmiyle gurur duyduk.
Kuşkusuz bu memleket için hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz ve yapacağız. Sabahın köründe yollara düşen çalışanlarımız; Tuzla Tersanelerin de ülkemiz döviz kazansın diye canı kanı pahasına çalışan işçilerimiz, ihracat yaparak ülkemize girdi sağlayan işadamlarımız, yazarlarımız, yönetmenlerimiz, müzisyenlerimiz en az topçularımız kadar muteber değil midirler?
Bu işlerin sadece topla olmayacağını da anlayacağız belki… Futbolcu ihraç eden Afrika veya Latin Amerika ülkeleri bizler ve Dünya için ne anlam ifade ediyor, bunu da bir iyice düşünüp; ufkumuzun kararmasına izin vermemeliyiz.
Cannes’te Altın Palmiye kazanan Nuri Ceylan’a niye bir şey yok mesela? O, yalnız ve güzel ülkemizin yıldızını parlatmadı mı yani? Ülke televizyonlarında daha bir filmi bile yayınlanmadı ki, onun için de apar topar bir yasa hazırlansın…
****
Öte yandan Avrupa üçüncülüğü paylaştığımız takım ya da ekonomisi bizden güçlü Almanya ya da şampiyon İspanya’nın oyuncuları acaba bizim futbolcular kadar para aldılar mı, bilmek isteriz.
Valla pek sanmıyoruz! Niye derseniz; bakın Fenerbahçe ile anlaşan İspanya’nın yetmişlik teknik direktörü Aragones’e “ne işin var Türkiye’de diye sorduklarında “para için tabi” demesi ilginçtir.
Düşünün ne bonkör bir halkız; yemiyor, yediriyor; içmiyor içiriyoruz. Ama yinede kimseye yaranamıyoruz. Hep daha çoğunu istiyorlar.
04.07.2008 BURSA MEYDAN GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder