SEYİRCİ MASUM MUDUR?
Artık internet klasiği haline gelen görüntüler yine de dehşet vericiydi.
Yaralı halde yakalanan yabani hayvanların köpeklere parçalatılması elbette vahşiliktir. Ama bunu organize eden ve zevkle izleyen insanların hali dehşet vericiydi.
İlk görüntüler de yaralı bir domuzun üzerine köpekler salınarak işkence ediliyordu. Diğerinde ise köylülerce yakalanan yaralı bir kurt köpeklere parçalatılıyordu. Ayağından bir ağaca bağlanan ve sopalarla dövülerek sersemletilen hayvan beş altı köpeğin saldırısına direnmeye çalışıyordu.
Bu görüntüler “uygarlık” simgesi sayılan cep telefonuyla kaydedilmişti. Ancak çekimleri yapan vatandaş arada bir zevkten titremesinden olsa gerek ki; görüntüler sallantılıydı. Eğitimsizlik tabi… Hâlbuki kamerasını şöyle seyircilerin yüzlerinde bir dolaştırabilseydi ortaya şahane bir anlam bütünlüğü çıka bilirdi.
Böylece zevk ve coşku içindeki insanların hiç de masum olmayan “öteki” yüzlerini daha iyi görebilirdik.
****
Peki, bu filmi izleyen bir seyirci olarak bizler neler düşündük?
O haliyle bile köpekleri yanına yaklaştırmayan kurdun ayakta kaldığı sürece bütün saldırıları savuşturmasına, direnme gücüne hayranlık duyduk.
Bir kurdun başka bir canlıya asla zevk için ya da işkence etmek amacıyla saldırmadığını; tek amacının karnını doyurmak, hayatta kalmak olduğunu hatırladık.
Kurttan devşirilerek insanlarla yaşamaya başlayan köpeklerin huylarının da “insanileşmeye” başladığını anladık.
Nihayetinde bu insanları gördükten sonra hayvanları “hayvan” diye aşağılamanın ne büyük yanılgı olduğunu fark ettik.
O seyirciler asla masum değildi.
****
İnsanlar bu güç ve hayatta kalma gösterilerine tarih boyunca ilgi duymuştur.
Roma İmparatorluğu dönemindeki stadyum gösterilerinde gladyatörler ölümüne dövüşürdü. Stadyumları hıncahınç dolduran seyirciler gladyatörlerin bu hayatta kalma mücadelelerine coşkun tezahüratlarla katılırdı.
Bir tür savaş sporcusu olan gladyatör rakibini yere serer ve öldürme emri için şeref tribününden “öldür” işaretini beklerdi. Bu sırada kalabalıklar kendinden geçer “öldür, öldür” diye bağırıp çağırırlardı. Ardından imparatorun parmağı aşağı doğru iniverirdi.
Masumiyet adına hiçbir şey yoktu, yani.
****
Çağımızda kanlı revanlı bu görüntülerin yerini spor almıştır. Özellikle de futbol taşıdığı motiflerle bu içgüdüleri en çok kışkırtanı olmuştur.
Kale avdır.
Rakip atılan gollerle üstünlük sağlanarak avlanır.
Futbol ava çıkarken, avlanmamak demektir.
Futbol sahadan galip ayrılmak, yani bir anlamda hayatta kalmak demektir.
Tüm bunları gerçekleştirmek için güç, taktik (tuzak) ve teknik beceriler sergilenir.
Seyirci bu “av”da taraftır.
Onun için de adı taraftar’dır. Sadece izlediği ama taraf tuttuğu bu mücadele sonunda tarafına düşeni payını ister. Kuşkusuz bu masum bir istek gibi görünmektedir.
Ama yani siz buna rağmen inanıyor musunuz hayatta gerçekten de seyirci masumiyeti diye bir şeyin olduğuna?
19.02.2009 BURSA MEYDAN GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder